Askerlik anım
Askerlik anım baştan sona
Askere Hazırlık aşamam
21 haziran 2014 cumartesi günü akşamı evdeki son günümdü. Sabah erkenden yola koyulacaktım. Akşam yemeğimi yiyordum. Evdeki son akşam yemeğimdi. Yemeğimi yedim yemekten sonra son kez bi şehir turu atayım dedim. Çıktım dışarıya Alanya iskelesinde bir tur attım İçimde biraz heyecan biraz hüzün birazda sevinç vardı. Değişik bir duygu idi saat fazla geç olmadan eve gittim. Sabah erkenden yola çıkacaktım. Yatağıma yattım bir o tarafa döndüm bir bu tarafa döndüm uyuyamadım. Zaten heyecandan uyuyamıyorum sokakta iki tane sarhoş bağıra bağıra kavga ediyor. 30 dk falan bağırıp durdular sonra polis geldi adamları götürdü.
sabah erkenden uyandım. Kahvaltımı yaptım ve duşumu aldım. Kendi arabamızla babam bırakacaktı arabaya türk bayrağı astık. Burdurun yolunu tuttuk. Saat 10:00 sularında burdur merkeze geldik. Saat 16.00 a kadar vaktimiz vardı ailem ile birlikte biraz şehir turu attık gezdik tozduk ve acıktık öğle yemeğini yedik ve kışlanın yolunu tuttuk.
Teslim olma aşamam
Kışladan içeriye ailemiz ile birlikte giriyorduk ziyaretçi parkında bekletiyorlardı. Yeteri kadar asker gelince ağlıyorlardı. Neyse bizde girdik ziyaretçi parkında bekletiyorlardı etrafıma bakınıyordum herkes ağlıyordu askerlerde ağlıyordu aileleride ağlıyordu koca koca adamlar asker babaları bile ağlıyordu. Bende aksine milletin ağlamasına gülüyordum. 🙂
Yeteri kadar asker toplandı içeriye aldılar ailem ile vedalaşıp içeriye girdim. Girişte arama yapmadılar 100 tane falan askeri topladılar sen şu bölüğün şu mangasına git sen şura git sen bura git diye komutan kafasına göre seçiyordu. Bana 4.bölük 3.takım 4.manga denk geldi.
Mangam ile birlikte eşyaları verecekleri depoya götürdüler 20 kg ağırlığında bir çanta verdiler. Depodan bölüğe götürene kadar 20 kilo 200 kilo oldu.
Bölüğün önünde diğer mangaya komutan bağırıp çağırıyordu bende içimden ulan nasıl bitecek bu askerlik ilk günden bağırıyorlar diyordum.
Koğuşa götürdüler burası sizin koğuş dediler. Kamuflajları giyin dediler. Acemi olduğumuz için yarım saate zor giydik bot bağlamayı bile bilmiyorduk.
kamuflajları giydim aynaya baktım vaybe ben simdi asker miyim diye içimden geçirdim.
Bölüğün önüne topladılar bizi komutan cep telefonu olan kolanyası olan jileti mileti olan bilmem neyi olan getirsin. Ben yakalarsam kötü olur dedi. İki tane asker cep telefonunu verdi.
Akşam oldu ve yemekhaneye götürdüler. Akşam yemeğini yedik bu arada her yere uygun adımda götürüyorlar
ilk gün böyle bitti. Akşam oldu ve yat içtimasından sonra yattık.
Acemi birliği aşamam.
İkinci gün sabahın 05:00 ında uyandık ben uykulu uykulu bu saate kalkılır mı ya nasıl bitecek bu askerlik diye içimden geçiriyordum.
Traşımızı olduk yemek haneye gittik. Sabah kahvaltımızı yaptık. Yemekleri şirket getiriyordu her şeyiyle onlar ilgileniyor askere bir iş yaptırmıyorlardı.
Kahvaltıdan sonra usta askerlerden birisi bizim mangayı aldı götürdü. sizin mıntıka yeri burası dedi .Koca kışlada belki en iyi mıntıka yeri bize denk gelmiştir. 10m lik yol yerde hiç çöp yaprak falan olmuyordu.
Mıntıkadan sonra bizi topladılar revire götürdüler bi form doldurduk her soruya hayır cevabının verildiği sağlık sorunu olan var mı diye falan sordular iki tane aşı yaptılar aşıyı hamşire değil asker yapıyordu.
İkinci gün hep böyle geçti bir şey yapmadık.
Üçüncü gün ise kayıt işlemleri ile geçti çok kişi olduğu için ancak sıra geliyordu herkese
Perşembe günü öğlenden sonra ancak işlemler bitti eğitime basladık.
Eğitimler zor değildi sağa dön sola dön bilmem ne ama bizim bölüğün diğer takımının komutanı çok vicdansızdı. Adamlara çok çektirdi ne işkenceler yaptı bir bilseniz yazık çocuklara bizim komutan çok iyiydi ama güneş olduğu zaman ağaçların altına çekip eğitim yaptırıyordu.
Cuma günüde böyle geçti
Cumartesi pazar full serbesttik. Kışlanın içinde sinema vardı recep ivedik 4 filmine gittim.
Kışlanın içinde dönerci falanda vardı yemekleri beğenmediğimiz zaman oradan yiyorduk.
İlk hafta bitmişti ve sadece 1.5 gün eğitim yapmıştık.
İkinci hafta ise 5 gün boyunca eğitim yaptık cuma günü geldi usta birliği yerlerimiz açıklanacaktı. Herkes çok heyecanlı bekliyordu. Komutan okumaya basladı. Alfabe sırasına göre okuyordu. Ramazan bilmem ne dedi Mardin, Ramazan bilmem ne Hakkari, Ramazan bilmem ne Şiirt dedi. Bende aha doğuya düştük dedim içimden sonra Ramazan Aydın Trabzon dedi.
Usta birliğim trabzondu acemi birliğindeki Trabzonlu arkadaşlarım çok iyi bir yer olduğunu söylüyorlardı. Çok şanlısın diyorlardı. Birde ordu evine düştüm Trabzon ordu evi ailemi arayıp haber verdim. Haftaya cuma ise yemin töreni vardı.
Cumartesi pazar gene aynı şekilde geçti. Pazartesi günü geldi yemin törenine hazırlık yapmaya başladık. Perşembeye kadar aynı şekilde. Cuma zaten yemin töreni vardı acemi birliği boyunca sadece 6.5 gün eğitim yaptık. 🙂
Yemin töreni hazırlıkları çok zordu güneşin anlandı yarım saat bekliyorduk.ama sabah yoklama alınıyordu akşama kadar alınmıyordu bende badimle birlikte bunu fırsat bilip kaçtık kışlanın ıssız bir yerinde oturduk akşama kadar.
Cuma günü geldi yemini ettik ve dağıtım iznine çıktık.
21 gün acemi birliği yaptık ama 21 yıl gibi geldi. Dışarı çıkınca ohh be özgürüm dedim.
7 gün dağıtım iznim vardı 7 gün boyunca denizden çıkmadım full yüzdüm.
Usta birliği ilk zamanlar.
Usta birliğine Trabzona uçak biletimi aldım. Cuma günü sabah 06:30 da Gazipaşa hava alanından uçağa bindim İstanbul’dan aktarmalıydı. 08.15 gibi İstanbul’da oldum hava alanında çay simit yedim ve tekrar uçağa bindim 14:00 gibi Trabzonda oldum uçaktan indim ve ordu evine nasıl gidebilirim diye birisine sordum meydan yazan otobüse bin meydanda in orada sor dedi bende bindim otobüse meydan dedikleri yerde indim oradan birisine sordum adam sağ olsun kapısına kadar götürüp gösteriverdi.
Ama yanlış yeri göstermiş orasıda ordu evine bağlı bir birlik ama benim teslim olmam gereken yer orası değilmiş oradaki asker yönlendirdi erdoğdu yazan otobüse bin söföre söyle indirsin seni dedi.
Söyledim ve beni indirdiği yer gene yanlışmış bu seferde taburun önünde inmişim. Taburun askeri gösteriverdi zaten yakınmış.
Saat 15:00 gibi ordu evine teslim oldum kapıdaki nöbetçi telefon var mı dedi yok dedim doğruyu söyle bak sana yarımcı olacağım simdi içeride ararlar seni sen ver bana ben sana nöbetten sonra veririm dedi güvendik ve verdik. Telefona sağ olsun iyi niyetliymiş nöbetten sonra verdi telefonumu.
Benimle birlikte 4 tane daha devrem gelmiş. Kayıt işlemlerimizi yaptılar mesleğimizi sordular otelciyiz dedik.
Beni misafirhaneye göndermeye karar verdiler 3 gün ordu evinde kaldım sonra misafirhaneye gönderdiler. Misafirhane dediğim yer tugayın içinde uzman erbaşların kaldığı bir yer. Orası tugayın içinde ama ordu evine bağlı. Beni oraya götürdüler herhalde Türkiye’nin en rahat yeridir. Çünkü ben ordu evine bağlıyım ama oradaki herkes tugaya bağlı misafirhanede tek başımayım. Benden başka asker yok. Bölük komutanımı haftada 1 ancak görüyorum. Uzmanlarda kafa dengi akşam birlikte çekirdek çikleyip film izliyorduk.
Sabahtan akşama kadar tv izliyordum yaptığım hiç bir iş yoktu bu arada yatakhanede falanda yatmıyordum. Misafirhanenin bir odası benimdi tek başıma yatıyordum kapıyı kilitleyip elimde cep telefonu ile oynuyordum.
Sabah 10:00 a kadar yatıyordum arayan yoktu soran yoktu nerede bu misafirhaneci diyen yoktu. Saat 13:00 a kadar yattığımı bile hatırlıyorum. Akşamda kafama göre ne zaman uykum gelirse yatıyordum. Yemekleri beğenmediğim zaman dışarıdan lahmacun,kebap falan söylüyordum nizamiyeden komutanın adını vererek alıyordum. 🙂
Pazartesi günlerdi tugay komutanı tuğgeneral içtima alıp konuşma yapardı rütbeliler bile esas duruşta beklerken ben malak gibi yatardım. Ama tuğgeneral beni o şekilde bir yakaşa askerliğim bitmezdi. 🙂
Tugaydaki askerler eğitim yaparken ben onlara bakar bakar gülerdim. Adamlar ile dalga geçiyordum siz g3 ile nöbet tutuyorsunuz ben 3g ile tutuyorum derdim. Elimden telefon eksik olmuyordu
20 gün sonra ilk çarşı iznime çıkacaktım çarşı defterini ordu evindeki komutanıma imzalattım ve yemek aracıyla bana gönderdiler.
İlk çıktım tek başımaydım kozluca diye bir yer var oradan yap kahvaltını demişlerdi. Oraya gittim full asker vardı açık büfe kahvaltı 6.50 tl idi kahvaltı yaptım kahvaltıdan sonra internet kafeye gittim 2-3 saat takıldım. Sonra sahile indim gezdim tozdum öğlen yemeğimi yedim ve kışlaya geri döndüm. Çarşıda çok çabuk geçiyor zaman.
Genelde her çarşıda aynı geçiyor yapacak bir şey yok zaten yemek yersin internet kafeye gidersin başka ne yapacan.
Misafirhanede tam üç ay kaldım üç ay sonra yaptığım bir hata yüzünden beni oradan aldılar ordu evine götürdüler.
Usta birliğim ileri zamanlar
Ordu evinde katçı oldum 1 ay kadar katcılık yaptım katcılık baya zordu ama eğlenceliydi odalardan kola mola çıkıyordu içiyorduk üç arkadaştık.
Bu arada nöbette tutmaya başladım misafirhaneden gelipte nöbete başlamak katcılık yapmak gerçekten çok zordu sanki askere yeni gelmiş gibiydim çünkü misafirhane hiç askerlik gibi değildi.
Atışıda usta birliğine geldikten tam 4 ay sonra yaptım acemi birliğinde atış yapmamıştım.
İlk nöbetim baya zor oldu birde şansızlığıma o günde ordu evine rütbeli bir komutan gelmişti korgeneralmiydi neydi onun için nöbeti daha dikkatli tutmam lazımdı zaten ilk nöbetim acemiyim.
1 ay sonra katcılıktanda aldılar beni yemekhaneye aldılar. yemekhanede çok rahattı yemek geliyodu yemeği dağıtıyordum bulaşıkları bulaşıkhaneye götürüyordum bulaşıkcı yıkıyordu ben yıkamıyordum.
Yaptığım tek şey yemek dağıtmaktı ve günde 4 saat nöbet tutmaktı misafirhane kadar olmasada rahattı.
Yemek haneye geçince başımdaki komutanda değişti 1 albay 3 başvauş vardı albay tüm ordu evinin komutanı başçavuşlar ise kısım kısım ayrılıyordu benim kısım komutanım yemek haneye geçince değişti değiştiği çok iyi oldu çünkü diğer kısım komutanım sok sinirliydi askerleri döverdi bile.
Bu arada beni araç komutanlığı eğitimine gönderdiler araç komutanı belgesi verdiler. Arasıra araç ile birlikte kışladan dışarı çıkardım çok eğlenceli olurdu zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadan akşam olurdu. şafak çifter çifter atardı.
Usta birliğim son zamanlar
3 ay kala artık nöbette tutmuyordum alt devreler çömezler tutuyordu.
Son 1 ay kala ise artık hiç bir iş yapmaz oldum yanıma bitane torun verdiler her işi ona yaptırıyordum. 🙂
Teskere günü yaklaştıkça zaman dahada yavaş geçiyordu teskere günüme son bir hafta kale jandarma genel komutanı orgeneral geldi ordu evimize orgeneral gelincede baya telaş vardı 2 gün kaldım ama o 2 gün 200 gün gibi geçti.
Son haftamın üç gününü çarşıda geçirdim devrelerim ile birlikte son kez Trabzonu gezdik hediyelik eşya satan yerlerden eşya aldık memlekete götürmek için.
Teskereme 1 gün kaldı sabah erkenden çekip gidecektim çok heyecanlıydım. Değişik bir duyguydu gittime hem seviniyordum hem üzülüyordum. 365 gün nede çabuk geçti diyordum. Duşumu aldım bavulumu hazırladım. Arkadaşlarım ile yat istimasında vedalastım. Saat 10:00 gibi yattım. Sabah 05:00 da uyandım hazırlandım saat 06:00 da babamın Trabzondaki arkadaşı beni kışladan almak için geldi. Komutanım ve arkadaşlarım ile vedalaştım Nizamiyeden çıkarken son kez bi arkama baktım bir daha buraları göremiyeceğim diyordum. Hem hüzünlüydüm hem sevinçliydum babamın arkadaşının arabasına atladım. Beni hava alanına kadar götürdü hava alanına geldiğimde saat 06:30 du saat 07:15 de uçak kalkacaktı. Havaalanında beklerkene simit yedim uçağın vakti geldi ve cam kenarından öncedan ayırtığım koltuğa oturdum son kez havadan Trabzonumu izleyerek memleketime uçtum
Bir daha çağırsalar seve seve giderim aynı arkadaşlarım ve aynı yer olmak şartıyla 🙂
Askerlik anıların gerçekten çok güzel. Bende istanbulda yaptım anılarımızı yazıp kitap haline getirmek lazım..
askerliğinin her anını yazmışsın arkadaşım 🙂 ben unutmak için bu kadar güç sarf ettim üstüne 🙂 paylaşım için tşk.
Askerlik kutsal bir görevdir. Görevini tamamlamışsın darısı bize inşallah kardeşim.
Merhabalar sizin paylaşımlarınızı takip ediyorum. Ve çok beğeniyorum
Çok eğlenceliydi yazınız teşekkürler.
İsterseniz telefon numaramı yazayım şırnağa gelirseniz misafirim olun